Yakın zamanda hem çokça tavsiye edildiği hem de ilgi çekici bir adı olduğu için bu kitabı almaya karar verdim ve şimdi çoğu insanın psikolojik bir problemi olsun ya da olmasın okuması gerektiğini düşünüyorum.
Kitabın ilk kısımlarında yaşanılan travmatik deneyimlerin DNA üzerinde nasıl değişimlere yol açabileceğinden bilimsel çalışmalar eşliğinde anlatılıyor. Bunlardan en dikkat çekenlerinden birisi Emory Tıp Fakültesinde fareler üzerinde gerçekleştirilen deney (s. 47). Burada farelere kiraz kokusunu andıran bir kimyasal koku koklatıldıktan sonra farelere elektrik şok uygulanıyor. Bir süre sonra bu fareler bu kokuya karşı oldukça hassaslaşıyor, böylece kokunun miktarı azaltılsa bile hissedebiliyorlar. Ayrıca beyinlerinin bu algılayıcılarla ilgili kısımları da gelişiyor. İlginç olansa bu farelerden sonraki nesil ve üçüncü nesildeki farelerin aynı şoklamaya hiç maruz kalmasalar bile bu kiraz kokusuna benzer kimyasalı koklayınca gerginleşmeleri ve bundan kaçınmaları. Yine bu 2. ve 3. nesil farelerin de beyinlerinde aynı değişim gözlenmiş. Yani kokuya karşı hassaslığın yanı sıra buna ilişkin tepki de kalıtsal olarak aktarılmış.
Bu ve bunun gibi örneklerle başlayan kitap gerçek hayatta yazarın karşılaştığı vakalarla devam ediyor. Yazar, okura en büyük korkularını sorgulatıp çekirdek diline inmeye çalışıyor. Bu şekilde korkunun veya sıkıntının kaynağı ortaya çıktıktan sonra bunun nereden gelmiş olabileceği aile ağacındaki bireylerin hayat hikayelerine bakılarak çıkarılmaya çalışılıyor (örn. birinin çocuğu mu öldü, kim bir suç işledi ve cezasını çekmedi, kim öldükten sonra ailede yası tutulmadı, ailede dışlanmış biri var mıydı). Bazen bir ebeveynin davranışı, bazen de bir ebeveyne zarar veren üçüncü bir bireyin hikayesi sizin hikayenizdeki anlamsız korkuların cevabı oluyor. Kitapta ayrıca bu ebeveynler tanınmasa da ya da çoktan vefat etmiş olsalar da onlarla ilişkinizi nasıl düzeltebileceğinize yönelik çalışmalar da bulunuyor.
Herkes büyük travmalar atlatan ailelerden gelmiyor olabilir ama yine de ilişkilerinizi ve sizin farkında olmadan üstlendiğiniz rolleri ve tutumları fark etmeniz, geçmişinizle ve aile bireylerinizle barışmanız açısından bu kitabı okumanızın faydalı olacağına inanıyorum. Çünkü kitapta da değinildiği gibi aile ilişkileri tüm yaşamınızı etkiliyor:
Harvard Üniversitesi’nde gerçekleştirilen otuz beş yıllık bir çalışmanın sonucunda bulunan ikna edici kanıtlar göstermiştir ki ebeveynlerimizle olan ilişkilerimizin kalitesi yaşamımızın ilerleyen dönemlerinde sağlığımızı da etkilemektedir.
Daha belirgin ifade edecek olursak, katılımcıların aşağıdaki ölçeği kullanarak ebeveynleri ile ilişkilerini tasvir etmeleri istenmiştir; ‘çok yakın’, ‘sıcak ve arkadaşça’, ‘tahammül edici’ veya ‘gergin ve soğuk’. Annesiyle ilişkisini ‘tahammül edici’ ve ‘gergin’ olarak tanımlayanların %91’i orta yaş dönemlerinde (kanser, koroner arter hastalığı, hipertansiyon, vb.) sağlık problemleri ile teşhis edilmiştir… Babası ile ilişkisinin ‘tahammül edici’ ve ‘gergin’ olduğunu belirten katılımcıların, ilişkilerinin sıcak veya yakın olarak belirten diğer %50 katılımcıya kıyasla %82’sinin orta yaş dönemlerinde önemli sağlık problemleri meydana gelmiştir. Her iki ebeveynle de gergin ilişkisi olan katılımcıların sonuçları şaşırtıcıdır: ebeveynleriyle ilişkilerini sıcak ve yakın olarak tasvir eden %47 oranındaki katılımcıya kıyasla, diğer grubun %100’ünün sağlık problemleri olduğu görülmüştür.
s. 88-89
Gerçekten çok ilham verici ve güzel olmuş. Kitabı da çok merak ettim, en kısa zamanda okuyacağım. Ellerinize sağlık
BeğenLiked by 1 kişi