Salgın Hastalık Nedeniyle Karantina “Zorlayıcı Neden” Midir? | Yargıtay Kararları

Koronavirüsün pandemi ilan edilmesiyle birlikte salgın hastalıklarla ilgili Yargıtay kararı olup olmadığı merak konusu olmaya başladı. Aşağıda ele alınan kararlarda salgın hastalığa değinilmiş olup olayın konusunu iç savaş gibi başka zorlayıcı nedenler oluşturmaktadır.

Yargıtay’ın bu konuda genel kabulü; sel, kar, deprem gibi doğal olaylar nedeniyle ulaşımın kesilmesi ve salgın hastalık sebebiyle karantina uygulamasının zorlayıcı neden olduğu yönündedir.

red and white love text

Olay:

Davacı, davalının iş yerinde güvenlik görevlisi olarak çalışmaktayken sözleşmesi feshedilmiştir. Bunun üzerine davacı kıdem ve ihbar tazminatlarını dava açarak mahkemeden talep etmiştir.

Davalı ise davacıyla aralarında işçi-işveren ilişkisinin bulunmadığını, ayrıca davacının ceza mahkemesindeki bir dosyadan ceza alması sebebiyle valilik tarafından silahlı özel güvenlik kartının iptal edildiğini bu yüzden davacının iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini söylemiştir. Mahkeme davayı kabul etmiş, davalı temyiz etmiştir.

Üst mahkeme iş akdinin feshi zorlayıcı sebebe dayandığından davacının kıdem tazminatı talebinin kabulü yerinde ise de zorlayıcı sebebe dayanan fesihlerde ihbar tazminatı hakkı olmayacağından davacının ihbar tazminatı isteğinin reddi gerektiğinden kararı bozmuştur.

Karar:

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi E. 2016/9116 K. 2019/16141 T. 18.9.2019

“İşçiyi çalışmaktan alıkoyan nedenler, işçinin çevresinde meydana gelmelidir. İşyerinden kaynaklanan ve çalışmayı önleyen nedenler bu madde kapsamına girmez. Örneğin işyerinin kapatılması zorlayıcı neden sayılmaz (Yargıtay 9. HD. 25.4.2008 gün 2007/16205 E, 2008/10253 K.). Ancak, sel, kar, deprem gibi doğal olaylar nedeniyle ulaşımın kesilmesi, salgın hastalık sebebiyle karantina uygulaması gibi durumlar zorlayıcı nedenlerdir.

İşyerinden kaynaklanan zorlayıcı nedenler ise değinilen madde kapsamında olmayıp, aynı Kanun’un 24/III maddesinde düzenlendiği üzere işçiye derhal fesih hakkı veren nedenlerdir.

4857 Sayılı Kanun’un 40. maddesi uyarınca, işçinin zorlayıcı nedenlerle Kanun’un 25/III maddesi kapsamında kalan “çalışılmayan süreler” için yarım ücret ödenir. İşçinin iş sözleşmesinin zorlayıcı nedenlerle 25/III bendi uyarınca feshi halinde, işverenin bildirim şartına uyma ya da ihbar tazminatı yükümlülükleri bulunmamaktadır. Ancak, 1475 Sayılı Kanun’un 14. maddesi uyarınca kıdem tazminatının ödenmesi gerekir.

Somut uyuşmazlıkta, davalı alt işveren emrinde asıl işveren iş yerinde silahlı güvenlik görevlisi olarak çalışan davacının silahlı güvenlik görevini ifa edebilmesi için şart olan silahlı güvenlik izninin işyeri dışında işlediği suç nedeni ile iptal edilmesi üzerine iş akdinin feshi zorlayıcı sebebe dayandığından davacının kıdem tazminatı talebinin kabulü yerinde ise de zorlayıcı sebebe dayanan fesihlerde ihbar tazminatı hakkı olmayacağından davacının ihbar tazminatı isteğinin reddi yerine kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”

person holding black android smartphone

Olay:

Davacı, davalının işyerinde özel güvenlik görevlisi olarak çalışmaktayken çalışma izninin bittiği gerekçesiyle işten çıkarılmıştır. Davalı çalışma izninin bitmesinden önce davacıya çalışma izninin biteceğini ihtar etmiş, davacı sınava başvurup parasını ödemiş fakat kontenjan dolduğu için sınava girememiştir. Alt mahkeme davacının güvenlik görevlisi olarak çalıştırılması imkânsız hale geldiği için feshin haklı olduğuna karar vermiştir.

Davacının temyizi üzerine dosyayı inceleyen üst mahkeme davacının sınavın ücretini yatırdığı ve kontenjanın dolu olması sebebiyle sınava giremediği için çalışma belgesini uzatamadığı anlaşıldığından feshin İş Kanunu madde 25 fıkra 3 kapsamında olduğundan işveren tarafından zorlayıcı sebebin gerçekleştiği ve kıdem tazminatına hak kazanıldığı yönünde karar verilmesi gerekirken aksini haksız bulmuş, alt mahkeme kararını bozmuştur.

Karar:

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi E. 2017/11091 K. 2019/11043 T. 15.5.2019

“4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin (III ) numaralı bendinde, işçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkması halinde, işverenin derhal fesih hakkının olduğu açıklanmıştır.

İşçiyi çalışmaktan alıkoyan sebepler, işçinin çevresinde meydana gelmelidir. İşyerinden kaynaklanan ve çalışmayı önleyen sebepler bu madde kapsamına girmez. Örneğin işyerinin kapatılması zorlayıcı sebep sayılmaz. Ancak, sel, kar, deprem gibi doğal olaylar nedeniyle ulaşımın kesilmesi, salgın hastalık sebebiyle karantina uygulaması gibi durumlar zorlayıcı nedenlerdir.

İşyerinden kaynaklanan zorlayıcı sebepler ise değinilen madde kapsamında olmayıp, aynı 4857 Sayılı Kanun’un 24/III maddesinde düzenlendiği üzere işçiye derhal fesih hakkı veren nedenlerdir.

4857 Sayılı Kanun’un 40. maddesi uyarınca, işçinin zorlayıcı sebeplerle Kanunun 25/III. maddesi kapsamında kalan “çalışılmayan süreler” için yarım ücret ödenir. İşçinin iş sözleşmesinin zorlayıcı sebeplerle 25/III. bendi uyarınca feshi halinde, işverenin bildirim şartına uyma ya da ihbar tazminatı yükümlülükleri bulunmamaktadır. Ancak, 1475 Sayılı Kanun’un 14. maddesi uyarınca kıdem tazminatının ödenmesi gerekir.”

selective color photo of man on top of gray building

Olay:

Davacı, davalıya ait yurt içi ve yurt dışındaki şantiyelerde kalıpçı/ekip sorumlusu olarak çalışmaktayken sözleşmesi feshedilmiştir. Davacı işçilik alacakları için dava açmıştır.

Davalı ise zamanaşımı def’ini ileri sürmüş, davacı ile arasındaki hizmet ilişkisinin proje bazlı, dönemsel ve belirli süreli olduğunu, davacının iş akitlerinin haksız değil, belirli süreli projenin bitmesi ile sona erdiğini, bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatı koşullarının oluşmadığını savunmuştur. Mahkeme davayı kısmen kabul etmiştir. Taraflar kararı temyiz etmişlerdir.

İnceleme sonucunda üst mahkeme işçinin Libya’daki iç savaştan dolayı ve o sırada işten çıkarıldığına kanaat getirmiş, iç savaş bir zorlayıcı sebep olduğu için kıdem tazminatına hak kazanıp ihbar tazminatına hak kazanmadığından bozma kararı vermiştir.

Karar:

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi E. 2016/26112 K. 2019/8165 T. 9.4.2019

“4857 Sayılı İş Kanununun 25. maddesinin (III) numaralı bendinde, işçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkması halinde, işverenin derhal fesih hakkının olduğu açıklanmıştır.

İşçiyi çalışmaktan alıkoyan nedenler, işçinin çevresinde meydana gelmelidir. İşyerinden kaynaklanan ve çalışmayı önleyen nedenler bu madde kapsamına girmez. Örneğin işyerinin kapatılması zorlayıcı neden sayılmaz (Yargıtay 9.HD. 25.4.2008 gün 2007/16205 E, 2008/10253 K.). Ancak, sel, kar, deprem gibi doğal olaylar nedeniyle ulaşımın kesilmesi, salgın hastalık sebebiyle karantina uygulaması gibi durumlar zorlayıcı nedenlerdir.

İşyerinden kaynaklanan zorlayıcı nedenler ise değinilen madde kapsamında olmayıp, aynı Kanunun 24/III maddesinde düzenlendiği üzere işçiye derhal fesih hakkı veren nedenlerdir.

4857 Sayılı Kanun’un 40. maddesi uyarınca, işçinin zorlayıcı nedenlerle Kanunun 25/III maddesi kapsamında kalan “çalışılmayan süreler” için yarım ücret ödenir. İşçinin iş sözleşmesinin zorlayıcı nedenlerle 25/III bendi uyarınca feshi halinde, işverenin bildirim şartına uyma ya da ihbar tazminatı yükümlülükleri bulunmamaktadır. Ancak, 1475 Sayılı Kanun’un 14. maddesi uyarınca kıdem tazminatının ödenmesi gerekir.

…fesih nedeni olan iç savaş halinin 4857 Sayılı İş Kanununun 25/III madde hükmünde belirtilen zorlayıcı sebep niteliğinde olduğu, bu durumda işçinin kıdem tazminatına hak kazanacağı ancak ihbar tazminatı hakkı bulunmadığı anlaşılmıştır.”

people working on building during daytime

Olay:

Davacı, davalının şirketinde demir ustası olarak çalışmaktayken iş akdi feshedilmiştir. Davacı işçilik alacakları için dava açmıştır. Davalı ise davacının kendi işçisi olmadığını, yetki itirazının bulunduğunu ve işçinin alacaklarının ödendiği ile feshin yaşanan iç savaştan kaynaklandığını savunmuştur. Yerel mahkeme davayı kısmen kabul etmiştir. Tarafların temyiz talebi üzerine dosya üst mahkemece incelenmiştir. Mahkeme işçinin iç savaş nedeniyle işten çıkarıldığına kanaat getirmiştir. İç savaş bir zorlayıcı sebep olduğu için işçinin kıdem tazminatına hak kazanıp ihbar tazminatına hak kazanmadığı yönünde bozma kararı vermiştir.

Karar:

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi E. 2016/14140 K. 2018/21011 T. 20.11.2018

“İşçinin, kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı noktasında, taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır…

4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin (III) numaralı bendinde, işçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkması halinde, işverenin derhal fesih hakkının olduğu açıklanmıştır.

İşçiyi çalışmaktan alıkoyan nedenler, işçinin çevresinde meydana gelmelidir. İşyerinden kaynaklanan ve çalışmayı önleyen nedenler bu madde kapsamına girmez. Örneğin işyerinin kapatılması zorlayıcı neden sayılmaz (Yargıtay 9.HD. 25.4.2008 gün 2007/16205 E, 2008/10253 K.). Ancak, sel, kar, deprem gibi doğal olaylar nedeniyle ulaşımın kesilmesi, salgın hastalık sebebiyle karantina uygulaması gibi durumlar zorlayıcı nedenlerdir.

İşyerinden kaynaklanan zorlayıcı nedenler ise değinilen madde kapsamında olmayıp, aynı Kanun’un 24/III maddesinde düzenlendiği üzere işçiye derhal fesih hakkı veren nedenlerdir.

4857 Sayılı Kanun’un 40. maddesi uyarınca, işçinin zorlayıcı nedenlerle Kanun’un 25/III maddesi kapsamında kalan “çalışılmayan süreler” için yarım ücret ödenir. İşçinin iş sözleşmesinin zorlayıcı nedenlerle 25/III bendi uyarınca feshi halinde, işverenin bildirim şartına uyma ya da ihbar tazminatı yükümlülükleri bulunmamaktadır. Ancak, 1475 Sayılı Kanun’un 14. maddesi uyarınca kıdem tazminatının ödenmesi gerekir.

…fesih nedeni olan iç savaş halinin 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25/III maddesi hükmünde belirtilen zorlayıcı sebep niteliğinde olduğu ve bu durumda işçinin kıdem tazminatına hak kazanacağı ancak ihbar tazminatı hakkı bulunmadığı anlaşıldığından ihbar tazminatı isteğinin reddi gerekirken, Mahkemece hatalı değerlendirme ile ihbar tazminatının da hüküm altına alınması bozmayı gerektirmiştir.”

selective focus photography of two men standing side by side wearing green reflective vests

Olay:

Davacı, davalıya ait yurt içindeki ve yurt dışındaki işyerlerinde beton santrali operatörü olarak çalışmaktadır. Libya’da çıkan iç savaş nedeniyle sözleşmesi feshedilince işçilik alacaklarını dava yoluyla talep etmiştir. Davalı, davacının çeşitli tarihlerde çalışıp tazminat ve diğer haklarını alarak ayrıldığını, hizmetlerin birleştirilmesinin mümkün olmadığını, son çalışma döneminin Libya’da olup Libya Kanunlarının uygulanması gerektiğini ayrıca Libya’da çıkan iç karışıklık ve savaş hali nedeniyle zorunlu olarak iş sözleşmesinin sona erdiğini, taleplerinin haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkeme davayı kısmen kabul etmiştir. Üst mahkeme fesih nedeni olan iç savaş halinin zorlayıcı sebep olduğunu,  bu durumda işçinin kıdem tazminatına hak kazacağı ancak ihbar tazminatı hakkı bulunmadığından ihbar tazminatı isteğinin kabulünü hukuka aykırı bulup alt mahkeme kararını bozmuştur.

Karar:

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi E. 2016/12974 K. 2018/20402 T. 13.11.2018

“İşçinin iş sözleşmesinin işveren tarafından, zorlayıcı nedenlerle feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.

4857 Sayılı İş Kanununun 25. maddesinin (III) numaralı bendinde, işçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkması halinde, işverenin derhal fesih hakkının olduğu açıklanmıştır.

İşçiyi çalışmaktan alıkoyan nedenler, işçinin çevresinde meydana gelmelidir. İşyerinden kaynaklanan ve çalışmayı önleyen nedenler bu madde kapsamına girmez. Örneğin işyerinin kapatılması zorlayıcı neden sayılmaz (Yargıtay 9.HD. 25.4.2008 gün 2007/16205 E, 2008/10253 K.). Ancak, sel, kar, deprem gibi doğal olaylar nedeniyle ulaşımın kesilmesi, salgın hastalık sebebiyle karantina uygulaması gibi durumlar zorlayıcı nedenlerdir.

İşyerinden kaynaklanan zorlayıcı nedenler ise değinilen madde kapsamında olmayıp, aynı Kanunun 24/III maddesinde düzenlendiği üzere işçiye derhal fesih hakkı veren nedenlerdir.

4857 Sayılı Kanun’un 40. maddesi uyarınca, işçinin zorlayıcı nedenlerle Kanunun 25/III maddesi kapsamında kalan “çalışılmayan süreler” için yarım ücret ödenir. İşçinin iş sözleşmesinin zorlayıcı nedenlerle 25/III bendi uyarınca feshi halinde, işverenin bildirim şartına uyma ya da ihbar tazminatı yükümlülükleri bulunmamaktadır. Ancak, 1475 Sayılı Kanun’un 14. maddesi uyarınca kıdem tazminatının ödenmesi gerekir…

Fesih nedeni olan iç savaş halinin 4857 Sayılı İş Kanununun 25/III madde hükmünde belirtilen zorlayıcı sebep oluşturduğu ve bu durumda işçinin kıdem tazminatına hak kazacağı ancak ihbar tazminatı hakkı bulunmadığından ihbar tazminatı isteğinin reddi gerektiği anlaşılmıştır. Mahkemece hatalı değerlendirme ile ihbar tazminatının hüküm altına alınması bozmayı gerektirmiştir.”

Görsel Kaynakça: @martinsanchez, @sushioutlaw, @ripato, @jramos10, @kmitchhodge

Reklam

Salgın Hastalık Nedeniyle Karantina “Zorlayıcı Neden” Midir? | Yargıtay Kararları” üzerine bir yorum

  1. Fark ettim de çoğu davada ezilen taraf aslında etik olarak haklı. Fakat kanunsuz iş yaptıkları için hep haksız duruma düşmüşler… Bizim Türk toplumu olarak haklarımızı aramadan çalışıp sonra mağdur olmamız konusunda ciddi bir devrime/eğitime ihtiyacımız var.

    Liked by 3 people

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.